Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
 - Somehow I have taken a fancy to that girl.
Mumlar yakın, güzel çarşaflar kullanın, fantezi iç çamaşırı giyin. Özel bir gün için saklamayın. Bugün özeldir.
 - Burn the candles, use the nice sheets, wear the fancy lingerie. Don't save it for a special occasion. Today is special.
Aşk sadece bir fantezidir.
 - Love is just a fancy.
Süslü bir şey giymene gerek yok.
 - You don't need to wear anything fancy.
Tom evlilik yıl dönümlerinde Mary'yi süslü bir restorana götürdü.
 - Tom took Mary to a fancy restaurant on their anniversary.
Mary'nin kocası gecikmiş yıldönümü yemekleri için onu fantazi Fransız restoranına götürdü.
 - Mary's husband took her to the fancy French restaurant for their belated anniversary dinner.