to heap up, aggravate, enlarge

English - Turkish

Definition of to heap up, aggravate, enlarge in English Turkish dictionary

Related Terms

exaggerate

{f} abartmak

Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor. - She seems to have a tendency to exaggerate things.

Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır. - It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising.

exaggerate

{f} abartılı konuşmak

exaggerate

{f} ileri gitmek

exaggerate

(Tıp) Büyültmek, bir şeyi olduğundan büyük veya fazla göstermek, abartmak, mübalağa etmek

exaggerate

abart

Gerçekleri abartmayalım. - Let's not exaggerate the facts.

Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir. - Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.

exaggerate

{f} aşırıya kaçmak

exaggerate

{f} şişirmek

exaggerate

aşırılık

exaggerate

mübalağa

exaggerate

abartma

Gerçekleri abartmayalım. - Let's not exaggerate the facts.

Erken kalkma alışkanlığının önemini abartmak imkansızdır. - It is impossible to exaggerate the importance of the habit of early rising.

exaggerate

(Argo) bokunu çıkarmak

exaggerate

(Tıp) egzajere

exaggerate

büyütme

exaggerate

ballandırmak

exaggerate

{f} büyütmek

exaggerate

artırmak

exaggerate

{f} abartmak, mübalağa etmek

English - English

Definition of to heap up, aggravate, enlarge in English English dictionary

{v} exaggerate

Hyphenation

to heap up, aggravate, en·large