English - Turkish
Definition of to heap up, aggravate, enlarge in English Turkish dictionary
- exaggerate
- {f} abartmak
Eğitimin önemini abartmak imkansız.
-It is impossible to exaggerate the importance of education.
Onun şeyleri abartmak için bir eğilimi var gibi görünüyor.
-She seems to have a tendency to exaggerate things.
- exaggerate
- {f} abartılı konuşmak
- exaggerate
- {f} ileri gitmek
- exaggerate
- (Tıp) Büyültmek, bir şeyi olduğundan büyük veya fazla göstermek, abartmak, mübalağa etmek
- exaggerate
- abart
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
-Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.
Gerçekleri abartmayalım.
-Let's not exaggerate the facts.
- exaggerate
- {f} aşırıya kaçmak
- exaggerate
- {f} şişirmek
- exaggerate
- aşırılık
- exaggerate
- mübalağa
- exaggerate
- abartma
Gerçekleri abartmayalım.
-Let's not exaggerate the facts.
Tom abartma eğilimindedir.
-Tom tends to exaggerate.
- exaggerate
- (Argo) bokunu çıkarmak
- exaggerate
- (Tıp) egzajere
- exaggerate
- büyütme
- exaggerate
- ballandırmak
- exaggerate
- {f} büyütmek
- exaggerate
- artırmak
- exaggerate
- {f} abartmak, mübalağa etmek
Related Terms
English - English
Definition of to heap up, aggravate, enlarge in English English dictionary
- {v} exaggerate
to heap up, aggravate, enlarge
Hyphenation
to heap up, aggravate, en·largePronunciation
Resimler
History
Favorites