Sami, Leyla'ya yardım etmek için basit bir plan tasarladı.
 - Sami devised a simple plan to help Layla.
İnsanlar kendilerini korumak için sığınaklar tasarladı.
 - People devised shelters in order to protect themselves.
O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
 - She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
Tom, Mary'nin evinini soymak için bir plan geliştirdi.
 - Tom devised a plan to burglarize Mary's house.