Tom sadece Mary'yi etkilemek için yaptı.
 - Tom did it just to impress Mary.
Seni etkilemek istiyordum.
 - I wanted to impress you.
Manzaradan derinden etkilendim.
 - I was deeply impressed by the scenery.
Havaiili konuşmayı öğrenmek istiyorum, böylece kız arkadaşımı etkileyebilirim.
 - I want to learn to speak Hawaiian, so I can impress my girlfriend.