Lütfen sınıfta koşmayın.
 - Please don't run in the classroom.
O her sabah koşmaya gider.
 - He goes running every morning.
Onlar koşmaya başladılar.
 - They started running.
Hep birden koşmaya başladılar.
 - They began to run all at once.
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
 - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymak istiyor.
 - Tom wants to run for class president.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti.
 - Tom gave up running for class president.
Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
 - I was exhausted after running the race.
Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.
 - The Yankees are running away with the pennant race.
It ran in quality from excellent to substandard.