Telleri ayırmak zorunda kalacağız.
 - We'll have to separate the wires.
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
 - The Karakoram separates China from Pakistan.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
 - We'd like separate checks.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
 - Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Tom karısından ve çocuklarından ayrılmayı istemiyordu.
 - Tom didn't like being separated from his wife and children.
Dil kültürden ayrılmaz.
 - You can't separate language from culture.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
 - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.
 - Our teacher separated us into two groups.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
 - The English Channel separates England and France.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
 - It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.