English - Turkish
Definition of to direct to a particular place by a blow with the foot or leg in English Turkish dictionary
- kick
- {f} tepmek
- kick
- şevk
- kick
- {f} bırakmak
- kick
- (Spor) (gol) atmak
- kick
- topa vurma
- kick
- (Bilgisayar) çıkar
O dikkatsiz araç kullanmanın keyfini çıkarır.
-He gets a kick out of reckless driving.
Bunun keyfini çıkaracaksın.
-You'll get a kick out of it.
- kick
- karşı durmak
- kick
- seğirdim yapmak
- kick
- (Argo) kuvvet (içkide)
- kick
- (silah) tepmek
- kick
- çifte atmak
- kick
- {i} heyecan
Ben dalmaktan heyecan duyuyorum.
-I get a kick from diving.
Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.
-He shed innocent blood just for kicks.
- kick
- {f} tekmelemek, tekme atmak; çifte atmak
- kick
- {i} çifte
Bu atın çifte atmayacağını umuyorum.
-I hope this horse doesn't kick.
- kick
- {f} tekme atmak
Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi.
-I'm so sorry. I didn't mean to kick you.
- kick
- {i} k.dili. karşı gelme
- kick
- {f} sızlanmak
- kick
- {f} geri tepmek
- kick
- {f} tepinmek
Related Terms
English - English
Definition of to direct to a particular place by a blow with the foot or leg in English English dictionary
- kick
Kick the ball into the goal.
to direct to a particular place by a blow with the foot or leg
Hyphenation
to di·rect to a par·ti·cu·lar place by a blow with the foot or legTurkish pronunciation
tı dayrekt tı ı pırtîkyılır pleys bay ı blō wîdh dhi fût ır legPronunciation
/tə dīˈrekt tə ə pərˈtəkyələr ˈplās ˈbī ə ˈblō wəᴛʜ ᴛʜē ˈfo͝ot ər ˈleg/ /tə daɪˈrɛkt tə ə pɜrˈtɪkjəlɜr ˈpleɪs ˈbaɪ ə ˈbloʊ wɪð ðiː ˈfʊt ɜr ˈlɛɡ/
Resimler
Favorites