to be as if borne or floating in a fluid

listen to the pronunciation of to be as if borne or floating in a fluid
English - Turkish

Definition of to be as if borne or floating in a fluid in English Turkish dictionary

swim
{f} yüzmek

O, yüzmekten korkuyor. - He is afraid of swimming.

Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir. - To swim in the ocean is my greatest pleasure.

swim
yüzme

Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim. - When I was a child, I often went swimming in the sea.

Yüzme havuzlarında, su sürekli olarak filtrelerden pompalanır. - In swimming pools, water is continuously pumped through a filter.

swim
yüzmekle ilgili
swim
baygınlık
swim
yüzüş

O, çocukların yüzüşünü izledi. - He watched the boys swimming.

O, onun yüzüşünü izledi. - She watched him swim.

swim
bir şey içinde yüzmek
swim
yüzgeç
swim
kulaç atmak
swim
{f} yüz

Yüzmeyi kaymaya tercih ederim. - I prefer swimming to skiing.

Okyanusta yüzmek benim en büyük zevkimdir. - To swim in the ocean is my greatest pleasure.

swim
(with/in ile) dolu/kaplı olmak
swim
(baş) dönmek
swim
swim against the stream olaylara karşı koymak
swim
{f} ıslatmak
swim
dolu/kaplı olmak
swim
(isim) yüzme, baş dönmesi, derin ve bol balıklı su
swim
{f} yüzdürmek
swim
su yüzünde durmak
swim
{f} (swam, swum, --ming)
swim
{f} (suda) yüzmek: They were swimming in the creek. Çayda yüzüyorlardı
swim
(fiil) yüzmek, dolmak, taşmak, dönmek, yüzdürmek, ıslatmak
English - English
swim
to be as if borne or floating in a fluid

    Hyphenation

    to be as if borne or float·ing in a flu·id

    Turkish pronunciation

    tı bi äz îf bôrn ır flōtîng în ı fluıd

    Pronunciation

    /tə bē ˈaz əf ˈbôrn ər ˈflōtəɴɢ ən ə ˈflo͞oəd/ /tə biː ˈæz ɪf ˈbɔːrn ɜr ˈfloʊtɪŋ ɪn ə ˈfluːəd/
Favorites