Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.
 - Do not kill Edward; it is good to fear.
Kaçınılamaz şeyden korkmak aptalcadır.
 - It is foolish to fear what you cannot avoid.
O, köpeğin korkusundan giremedi.
 - That boy could not enter for fear of the dog.
Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
 - This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
Tom'un hastalığı ne kadar ciddi? En kötü ihtimalmiş gibi endişelenmeliyiz.
 - How serious is Tom's sickness? - We should fear the worst.
Tom'un güvenliği için endişe ediyorum.
 - I fear for Tom's safety.