the union or blending together of things, as, melted together

listen to the pronunciation of the union or blending together of things, as, melted together
English - Turkish

Definition of the union or blending together of things, as, melted together in English Turkish dictionary

fusion
{i} kaynaşma
fusion
(Biyokimya) kaynama
fusion
(Ticaret) şirketlerin birleşmesi
fusion
eriyip kaynaşma
fusion
(Tıp) girişme
fusion
(Askeri) birleştirmek
fusion
birleşme
fusion
erime
fusion
kaynaşım
fusion
{i} erimiş kütle
fusion
füzyon (bir katı maddenin ısı ile eritilmesi işlemi veya iki hafif atom çekirdeğinin birleştirilmesi)
fusion
(Askeri) FÜZYON, ERGİME: Hafif element çekirdeklerinin daha ağır bir elementin çekirdeğini teşkil etmek üzere önemli miktarda enerjiyi serbest bırakarak birleşmesi işlemi
fusion
i erime
fusion
birleştirme,kaynaşım
fusion
{i} eritme
fusion
(Tıp) İki gözle görülen ayrı ayrı hayallerin birbiri üzerine intibak ederek tek bir hayal gibi görülmesi, füsyon
fusion
(Nükleer Bilimler) kaynaşma (füzyon),çekirdek kaynaşması
fusion
(Tıp) Birbirine temas eden iki organın birbirine yapışması
English - English
fusion
the union or blending together of things, as, melted together
Favorites