Benim niyetim size herhangi bir şekilde zarar vermek değildir.
 - It is not my intent to hurt you in any way.
İşlerine karışmaya niyetim yok.
 - I have no intention of meddling in your affairs.
Onların amaçları açıktır.
 - Their intentions are obvious.
Amaçlarını bilmem gerekiyor.
 - I need to know your intentions.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
 - The police were intent on stopping the criminal.
Tom yapmak istemediği bir şey yapmaya niyetli değildi.
 - Tom had no intention of doing anything he didn't want to do.
Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi.
 - Everyone but Tom listened intently.
Tom dikkatle dinledi.
 - Tom listened intently.
Onun kasıtlı olmadığına eminim.
 - I'm sure that wasn't intentional.
Onun hatası kasıtlıydı.
 - His mistake was intentional.