English - Turkish
Definition of the sequential order in which the content is presented and studied in English Turkish dictionary
- sequence
- sıra
Yakınsak bir sıra sınırlandırılmıştır.
-A convergent sequence is bounded.
Genler DNA'nın belirli bir sıralanmasından oluşur.
-Genes consist of a specific sequence of DNA.
- sequence
- dizi
Fibonacci dizisinin doğada çok örneği vardır.
-There are many examples of the Fibonacci sequence in nature.
Hiç kimse olaylar dizisini hatırlayamadı.
-Nobody could remember the sequence of events.
- sequence
- silsile
- sequence
- Sıklık
- sequence
- artardalık
- sequence
- sıralamak
- sequence
- (Bilgisayar) sıra numarası
- sequence
- ardışık
- sequence
- seri
- sequence
- ardışlık
- sequence
- i. ardışıklık; ardıllık, bir birini izleme; sıra, düzen; seri; sonuç, etki
- sequence
- bir birini izleme
- sequence
- sahne/dizi/sıra
- sequence
- dizi,v.sırala: n.sıra
- sequence
- {i} sıra, düzen; seri, dizi
- sequence
- (Mukavele) ardışıklık; bir birini izleme; sıra, düzen
- sequence
- {i} yinelenen melodi
- sequence
- {i} mantıklılık
- sequence
- {i} gidiş
- sequence
- (isim) dizi, seri, sıra, art arda sıralama, yinelenen melodi, silsile, bölüm, sekans, gidiş, mantıklılık
Related Terms
English - English
Definition of the sequential order in which the content is presented and studied in English English dictionary
- sequence
the sequential order in which the content is presented and studied
Hyphenation
the se·quen·tial or·der in which the con·tent I·s presented and stud·iedTurkish pronunciation
dhi sıkwençıl ôrdır în hwîç dhi kıntent îz prizentıd ınd stʌdidPronunciation
/ᴛʜē səˈkwenʧəl ˈôrdər ən ˈhwəʧ ᴛʜē kənˈtent əz prēˈzentəd ənd ˈstədēd/ /ðiː səˈkwɛnʧəl ˈɔːrdɜr ɪn ˈhwɪʧ ðiː kənˈtɛnt ɪz priːˈzɛntəd ənd ˈstʌdiːd/
Resimler
Favorites