English - Turkish
Definition of the part of the electromagnetic spectrum that is detected by the human eye in English Turkish dictionary
- light
- ateş
Sigaram için bana bir ateş ver.
-Give me a light for my cigarette.
O, soğuk olmasına rağmen ateşi yakmadı.
-Though it was cold, he didn't light the fire.
- light
- fayrap etmek
- light
- açık renk
- light
- (Dilbilim) hafif vurgulu
- light
- çırağ
- light
- ışıldamak
- light
- az bagajla
- light
- (Gıda) kibrit yakmak
- light
- hafif bir şekilde
- light
- anlaşılma
- light
- (renk) açık
- light
- be.hafifçe
- light
- ışık
Işık yılı, ışığın bir yılda gittiği mesafedir.
-A lightyear is the distance that light travels in one year.
Güneş bizi ışık ve ısı verir.
-The sun gives us light and heat.
- light
- {s} iyi mayalanmış
- light
- kolayca
- light
- ışık,v.yak: n.ışık
- light
- yola düzülmek
- light
- fazla yük olmadan
- light
- {f} ışımak
- light
- {s} önemsiz
Related Terms
English - English
Definition of the part of the electromagnetic spectrum that is detected by the human eye in English English dictionary
- light
the part of the electromagnetic spectrum that is detected by the human eye
Hyphenation
the part of the e·lec·tro·mag·net·ic spec·trum that I·s detected by the hu·man eyeTurkish pronunciation
dhi pärt ıv dhi îlektrōmägnetîk spektrım dhıt îz dîtektıd bay dhi hyumın ayPronunciation
/ᴛʜē ˈpärt əv ᴛʜē əˌlektrōmagˈnetək ˈspektrəm ᴛʜət əz dəˈtektəd ˈbī ᴛʜē ˈhyo͞omən ˈī/ /ðiː ˈpɑːrt əv ðiː ɪˌlɛktroʊmæɡˈnɛtɪk ˈspɛktrəm ðət ɪz dɪˈtɛktəd ˈbaɪ ðiː ˈhjuːmən ˈaɪ/
Resimler
Favorites