the number two

English - Turkish

Definition of the number two in English Turkish dictionary

deuce

deme! Who the deuce is he? Bu herif de kim ?

(Spor) beraberlik

(deyim) (Üstü kapalı ifade) Büyük tuvalet

number two

iki numaralı

the two

iki

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim. - Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.

İki kız kardeş çok sakince yaşadılar. - The two sisters lived very quietly.

deuce

{i} beraberlik (tenis)

{i} şeytan

{i} kör talih

{i} ikili

{i} tenis beraberlik, berabere kalma

deuce

(isim) beraberlik (tenis); ikili, dü (zar); şeytan; kör talih

deuce

deuce of a time sıkıntılı zaman

deuce point tavlada dü hanesi

{i} isk. ikili

Biz okulumuzdaki en uzun iki kişiydik. - We were the two tallest guys in our school.

Aşk iki kişi arasındaki büyümeye başladı. - Love began to grow between the two.

the two

ikisi

O ikisinden daha çalışkan olanıdır. - He is the more diligent of the two.

İkisinden biri gitmeli. - Either of the two must go.

English - English

Definition of the number two in English English dictionary: deuce
number two: Feces; the act of defecation
I need to go number two.
number two: a first mate
number two: primary assistant; vice-leader
After showing great promise over the last 10 years, he made her his number two'.
number two: 2
number two: assistant, next in line, vice, deputy
number two: a word meaning solid waste from your bowels, used especially with children to avoid saying this directly number one