Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
- Some things in life are beyond our ability to control.
Hasta yardım almanın ötesindeydi, onun için doktorlar daha fazlasını yapamadı.
- The patient was quite beyond help, so that the doctors could do no more.
Tom onun ötesine gitti.
- Tom went beyond that.
Termosfer içinde sıcaklıklar sürekli olarak 1.000 derece Celsius'un hayli ötesine yükselir.
- Within the thermosphere, temperatures rise continually to well beyond 1,000 degrees C.
Takımım hiç çeyrek finalden öteye gidemedi.
- My team has never advanced beyond the quarter-finals.
O iyileşme şansı dışındadır.
- He is beyond the chance of recovery.
Hayatın gizemi insan anlayışının dışındadır.
- The mystery of life is beyond human understanding.
Tom kazandığından çok para harcıyor.
- Tom lives beyond his means.
O, kazandığından çok para harcıyor.
- She lives beyond her means.
'Tis Heaven itself that points out an hereafter.