the act of someone who fishes as a diversion

listen to the pronunciation of the act of someone who fishes as a diversion
English - Turkish

Definition of the act of someone who fishes as a diversion in English Turkish dictionary

fishing
av
fishing
avcılık

Balıkçılık, avcılık, yürüyüş ve kayakçılık popülerdir. - Fishing, hunting, hiking and skiing are popular.

Avcılık, sualtı dalış, balıkçılık ve keşfetme onun ilgi alanları arasındadır. - Hunting, underwater diving, fishing and exploring are among his interests.

fishing
balık avlayarak
fishing
balıkçılık

Tom balıkçılık hakkında bir şey bilmiyor. - Tom doesn't know a thing about fishing.

Adanın ekonomisi balıkçılık sektörüne bağlıdır. - The economy of the island is dependent on the fishing industry.

fishing
{f} balık avla

Tom'un yapmak istediği tek şey balık avlamaktır. - Fishing is the only thing Tom wants to do.

Tom, oldukça sık balık avlamaya gider. - Tom goes fishing quite often.

the act of
eyleminin
fishing
fishjng tackle veya gear balık takımı
fishing
{i} balık avı

Onlar bir balık avı gezisinde tanıştı. - They met on a fishing trip.

Balık avına gitmeliydim. - I should've gone fishing.

fishing
fishing rod olta kamışı
fishing
{i} ağız arama
fishing
baIıkçı takımı
fishing
{i} balık tutma

Babamla birlikte balık tutmaya gitmek istiyorum. - I like to go fishing with my father.

Ben sık sık nehirde balık tutmaya giderim. - I often go fishing in the river.

fishing
fish balık avla
fishing
balık avlama

Benimle balık avlamaya gel. - Come fishing with me.

Zaman zaman balık avlamaya gideriz. - We go fishing from time to time.

fishing
fishing boat balıkçı kayığı veya gemisi
English - English
fishing
the act of someone who fishes as a diversion

    Hyphenation

    the act of some·one who fish·es as a di·ver·sion

    Turkish pronunciation

    dhi äkt ıv sʌmwʌn hu fîşız äz ı dayvırjın

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈakt əv ˈsəmˌwən ˈho͞o ˈfəsʜəz ˈaz ə dīˈvərᴢʜən/ /ðiː ˈækt əv ˈsʌmˌwʌn ˈhuː ˈfɪʃəz ˈæz ə daɪˈvɜrʒən/
Favorites