English - Turkish
Definition of that which affects one's welfare or happiness in English Turkish dictionary
- concern
- {i} alâka
- concern
- {i} (birini) ilgilendiren şey: It's one of our major concerns. Bizi en çok ilgilendiren şeylerden biri
- concern
- {i} ilgi: I understand the reason for
- concern
- {i} tasa
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
-This product has been designed with the highest concern for safety.
- concern
- {i} kuruluş
- concern
- {f} karışmak
- concern
- {f} ilişkisi olmak
- concern
- (Kanun) ticari işletme
- concern
- (Kanun) iktisadi teşebbüs
- concern
- alakalandırmak
- concern
- taalluk etmek
- concern
- (Ticaret) ekonomik girişim
- concern
- ilgili olmak
- concern
- aidiyet
- concern
- (Kanun) ticari teşebbüs
- concern
- kaygı
Tom kaygısını saklamaya çalıştı.
-Tom tried to hide his concern.
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
-This product has been designed with the highest concern for safety.
- concern
- ilgilendirmek
- concern
- iş
Bildiği kadarıyla işler yolunda gidiyordu.
-So far as he was concerned, things were going well.
Hans Bethe 1967'de yıldızlarda enerji üretimi hakkındaki işi için fizik nobel ödülünü kazandı.
-Hans Bethe won the 1967 Nobel Prize in Physics for his work concerning energy production in stars.
- concern
- şirket
- concern
- ucu dokunmak
Related Terms
English - English
Definition of that which affects one's welfare or happiness in English English dictionary
- concern
Mark's health was of great concern to Connie.
that which affects one's welfare or happiness
Hyphenation
that which affects one's wel·fare or hap·pi·nessTurkish pronunciation
dhıt hwîç ıfekts wʌnz welfer ır häpinısPronunciation
/ᴛʜət ˈhwəʧ əˈfekts ˈwənz ˈwelˌfer ər ˈhapēnəs/ /ðət ˈhwɪʧ əˈfɛkts ˈwʌnz ˈwɛlˌfɛr ɜr ˈhæpiːnəs/
Resimler
Favorites