terror-stricken

listen to the pronunciation of terror-stricken
English - Turkish
çok korkmuş
dehşete düşmüş
dehşete kapılmış
awful
{s} berbat

O şarkıcının berbat bir sesi var. - That singer has an awful voice.

Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti. - The sound of an awful scream made him shudder.

awful
dehşet verici
awful
{s} çok kötü

Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum. - I feel awful about what I said.

Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu? - You look awful. What happened?

awful
{s} k.dili. çok fazla, pek çok: That'll take an awful lot of work. O çok iş ister
awful
(Argo) bombok
awful
çok fena
awful
rezalet
awful
{s} korkunç

Bugün hava korkunç sıcak. - It's awfully hot today.

O, korkunç bir gündü. - That was an awful day.

awful
{s} oldukça büyük
awful
çok

Ben geç kaldığım için çok üzgünüm. - I'm awfully sorry that I was late.

Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor. - That looks like an awful lot for two people.

awful
dili heybetli
awful
iri awfully
awful
rezil
awful
müthiş

Onun konuşması müthiş sıkıcıydı. - His speech got awfully boring.

Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor. - A certain someone is being awfully fragile today.

awful
sunturlu
terror stricken
dehşete kapılmış
English - English
terror-stricken
Favorites