We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
The man answers the description.
- Adam tanımlamaya uyuyor.
Can you show me the definition?
- Bana tanımlamayı gösterebilir misiniz?
The fear we felt at the earthquake was beyond description.
- Depremde hissettiğimiz korku tanımlamanın ötesindeydi.
We finally found a man who fits this description.
- Sonunda bu tanımlamaya uyan bir adam bulduk.
It is hard to define triangle.
- Üçgen'i tanımlamak zor.
Love is hard to define.
- Aşkı tanımlamak zordur.
Deer tracks are easy to identify.
- Geyik izlerini tanımlamak kolaydır.
The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to.
- Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
- O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
It's hard to even describe.
- Bunu tanımlamak bile zor.
It is hard to define triangle.
- Üçgen'i tanımlamak zor.
It's a difficult term to define.
- Bu, tanımlamak için zor bir terim.
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles).
- Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
The Japanese tend to identify themselves with the group they belong to.
- Japonlar kendilerini ait oldukları grupla tanımlamak eğilimindedir.
Happiness is sometimes identified with money.
- Mutluluk bazen parayla tanımlanır.
She identified him as the murderer.
- Onu bir katil olarak tanımladı.
Can you clearly define this word?
- Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
Curiosity is a defining trait of human beings.
- Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
Tom described his new invention to both John and Mary.
- Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.
She described him as handsome.
- O, onu yakışıklı olarak tanımladı.
There is a second way to define the Gabriel-Roiter measure which may be more intuitive.
- Gabriel Roiter ölçüsünü tanımlamak için daha sezgisel olabilen ikinci bir yol vardır.
It's a difficult term to define.
- Bu, tanımlamak için zor bir terim.