taking offense; indignant

listen to the pronunciation of taking offense; indignant
English - Turkish

Definition of taking offense; indignant in English Turkish dictionary

put out
söndürmek

Ateşi söndürmek istiyorum. - I want to put out the fire.

Onlar alevleri söndürmek için itfaiye çağırmak zorunda kaldı. - They had to call the firefighters to put out the flames.

put out
ateş söndürmek
put out
(Dilbilim) dağıtmak
put out
(Tıp) uyutmak
put out
(Argo) birisiyle yatmayı kabul etmek
put out
(Dilbilim) işlerini karıştırmak
put out
rahatsızlık vermek
put out
vermek (ısı)
put out
şaşırtmak
put out
(Dilbilim) keyfini bozmak
put out
(deyim) (bildiri vb) yayınlamak
put out
rahatsız etmek
put out
çıkar

Tom elini çıkardı ve Mary'yi durdurdu. - Tom put out his hand and stopped Mary.

Dilinizi çıkarın, lütfen. - Put out your tongue, please.

put out
(deyim) vurup bayıltmak. put sth. out
put out
çıkarmak, yaymak: That chimney's putting out a lot of smoke. O bacadan çok duman çıkıyor
put out
(deyim) put someone out
put out
(ısı)
put out
(deyim) yerinden çıkarmak(kol,bacak vb.)
put out
(deyim) bozmak. put out (one's) feelers [kd] baskalrinin dusuncesini yoklamak,nabiz yoklamak,agiz aramak
put out
(Fiili Deyim ) 1- uzatmak 2- çıkarmak
English - English
put out

He was put out at the mere suggestion of misconduct.

taking offense; indignant
Favorites