uyutmak

listen to the pronunciation of uyutmak
Turkish - English
hypnotize
put to sleep
drowse
anesthetize
narcotize
to put to sleep, to make (sb) sleep; to deceive, to fool
to hypnotize
(Konuşma Dili) to beguile, deceive, hoodwink, fool, pull the wool over (someone's) eyes
anaesthetize [Brit.]
to alleviate, assuage
to put (someone) to sleep, cause (someone) to sleep
(Tıp) put out
fool
(Tıp) put under
(Dilbilim) put off
deceive
lull
knock out
rock
{f} anaesthetize
uyu
{f} slept

That baby will have slept five hours by noon. - O bebek öğleye kadar beş saat uyumuş olacak.

They slept a little in the room. - Onlar, odada biraz uyudular.

uyu
{f} sleep

This room is not suitable for sleeping. - Bu oda uyumak için uygun değil.

Robin looks very cute when he's sleeping. - Robin uyurken çok sevimli görünüyor.

uyu
kip

I want to have a kip. - Ben uyumak istiyorum.

My mother has a kip every afternoon. - Annem her öğleden sonra uyur.

uyu
{f} sleeping

Once upon a time, there was a man and his wife. They had no house. They were living in the fields and sleeping at the foot of a tree. - Vaktiyle bir adam ve karısı vardı. İçinde oturacak evleri yoktu. Tarlalarda yaşıyorlardı ve bir ağacın dibinde uyuyorlardı.

You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death. - Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.

uyu
get to sleep

I have to get to sleep! I've got classes tomorrow. - Uyumalıyım! Yarın derslerim var.

Poor Tom's been trying to get to sleep for three hours now. - Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.

uyutma
sleep
beşikte sallayarak uyutmak
rock to sleep
ilaçla uyutmak
drug
kloroform ile uyutmak
chloroform
kloroformla uyutmak
to chloroform
ninni ile uyutmak
sing a child to sleep
ninni ile uyutmak
to sing a baby to sleep
sallayarak uyutmak
rock to sleep
sallayarak uyutmak
rock
uyu
lazy
Turkish - Turkish
Aldatmak, kandırmak: "Bugün yarın diye uyuttun durdun beni."- A. İlhan
Hafifletmek
İlgi konusu olmaktan çıkarmak, unutturmak
Uyumasını sağlamak, uyur duruma getirmek
Aldatmak, kandırmak
Acı, keder vb.ni hafifletmek: "Yeisimi uyutmak için dimağımı tarih okumakla yoruyorum."- R. N. Güntekin. İlgi konusu olmaktan çıkarmak, unutturmak
yatırmak
(Osmanlı Dönemi) TEHCİD
(Osmanlı Dönemi) tenvim
Uyutma
(Osmanlı Dönemi) İNAME
uyutma
incir ve sütle yapılan bir tatlı
uyutma
Uyutmak işi
uyutmak
Favorites