Trafik ışıkları trafiği yönlendirmek için kullanılır.
 - Traffic lights are used to direct traffic.
Sami bir film yönetmek istiyordu.
 - Sami wanted to direct a film.
Bu Londra'ya giden direkt bir yoldur.
 - This is a direct road to London.
Kelimesi kelimesine direkt çeviriler değil, doğal görünen çeviriler istiyoruz.
 - We want natural-sounding translations, not word-for-word direct translations.
Tom'un kötü bir yön kestirme yeteneği var.
 - Tom has a poor sense of direction.
Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?
 - Can we talk to Tom directly?
Çıplak gözle güneşe doğrudan doğruya bakmamalısın.
 - You should never look directly at the Sun with the naked eye.
Umarım yol tariflerim açıktı.
 - I hope my directions were clear.
O, bu konuda açıktır.
 - He is very direct about it.