standstill; impasse; refusal by either side to give in, inability to compromise

listen to the pronunciation of standstill; impasse; refusal by either side to give in, inability to compromise
English - Turkish

Definition of standstill; impasse; refusal by either side to give in, inability to compromise in English Turkish dictionary

deadlock
açmaz
deadlock
Kaynak Bekleme
deadlock
kördüğüm
deadlock
çözümlenemeyen anlaşma
deadlock
karşılıklı kilitlenme
deadlock
sürme dilli kilit
deadlock
çözümsüzlük

Sami'nin ilk duruşması çözümsüzlükle bitti. - Sami's first trial ended in a deadlock.

deadlock
(Bilgisayar) ölükilit
deadlock
sürgü kilit
deadlock
hareketin tamamen durması
deadlock
Kilitlenme
deadlock
çözümlenemeyen anlaşmazlık
deadlock
{f} tıkanmak
deadlock
(isim) durgunluk; çıkmaz; tıkanıklık
deadlock
{f} çıkmaza girmek
deadlock
{f} yerinde saymak
deadlock
çıkmaz iki taraflı karşı koymanın sonucu olarak her iki tarafın hareketsiz kalışı çıkmaza sokmak
deadlock
{i} tıkanıklık
English - English
{i} deadlock
standstill; impasse; refusal by either side to give in, inability to compromise

    Hyphenation

    standstill; impasse; re·fus·al by ei·ther side to give in, in·a·bi·li·ty to com·pro·mise

    Pronunciation

Favorites