Lütfen sık sık sözümü kesmekten kaçınır mısınız!
- Could you please refrain from interrupting me constantly!
Onlar sık sık kendileriyle çelişiyorlar.
- They contradict themselves constantly.
O, sürekli mektuplar yazıyor.
- She is constantly writing letters.
Karısı ona sürekli dırdır ediyor.
- His wife nags him constantly.
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
- He was constantly borrowing money from me.
Ona sürekli olarak terbiyesini takınmasını söylüyorum.
- I'm constantly telling her to behave herself.
Daima kendi kendime lakırdı ederim.
- I constantly talk to myself.