Onun yüzü gözyaşlarıyla lekeliydi.
- Her face was stained with tears.
Onun gömleği sos ile lekelendi.
- His shirt was stained with sauce.
Ellerim boya ile lekelendi.
- My hands are stained with paint.
Yakanda bir leke var.
- Your collar has a stain on it.
Bu kumaş kolayca lekelenir.
- This fabric stains easily.
Sen kırık bir vitraydan yaralanabilirsin.
- You can get injured from a shard of stained glass.
Kırık vitray parçaları, suç delillerinden biriydi.
- Pieces of broken stained glass were one of the evidences for the crime.
Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.
- He's laughing at me because my lips are stained with squid ink.
Tom'un gömleğinin önü bir kurşun yarasından kan ile boyandı.
- The front of Tom's shirt was stained with blood from a gunshot wound.
Ellerim boya ile lekelendi.
- My hands are stained with paint.
Onun gömleği sos ile lekelendi.
- His shirt was stained with sauce.