a blot, spot, blur, mark, taint, infamy

listen to the pronunciation of a blot, spot, blur, mark, taint, infamy
English - Turkish

Definition of a blot, spot, blur, mark, taint, infamy in English Turkish dictionary

stain
şaibe
stain
leke

Bu kumaş kolayca lekelenir. - This fabric stains easily.

Ellerim boya ile lekelendi. - My hands are stained with paint.

stain
lekelemek
stain
lekelenmek
stain
{f} leke olmak
stain
(fiil) lekelemek, leke yapmak, kirletmek, boyamak, renklendirmek, kirlenmek, leke olmak, boyanmak
stain
{i} kir
stain
{i} ağaca renk verme
stain
{f} kirlenmek
stain
leke sürmek lekelenmek
stain
{i} boya

Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor. - He's laughing at me because my lips are stained with squid ink.

Ellerim boya ile lekelendi. - My hands are stained with paint.

stain
tahtaya renk vermek
stain
{f} lekele

Ellerim boya ile lekelendi. - My hands are stained with paint.

Bu mürekkep lekelerinin çıkacağını sanmıyorum. - I don't think these ink stains will come off.

stain
{f} (kimyasal maddeyle) koyulaştırmak
stain
{f} renklendirmek
stain
{f} leke yapmak
stain
(Tekstil) leke; lekelemek, kirletmek
stain
{i} koyulaştırıcı kimyasal madde
English - English
{n} stain
a blot, spot, blur, mark, taint, infamy
Favorites