sport played in a lesson at school

listen to the pronunciation of sport played in a lesson at school
English - Turkish

Definition of sport played in a lesson at school in English Turkish dictionary

game
{i} oyun

Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir. - If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.

Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor. - Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.

game
{i} oyun, karşılaşma; (bazı oyunlarda) parti
game
{i} eğlenme
game
av eti game bird av kuşu game fish yakala nınca direnen balık game laws av hu kuku game theory matematik hesap ile en isabetli hareket tarzını tespit
game
oyun partisi
game
{i} maç

Babam beni sık sık beyzbol maçlarına götürür. - My father often takes me to baseball games.

Televizyondaki futbol maçını izledin mi? - Did you watch the soccer game on television?

game
{s} yiğit

Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur. - Without humility, courage is a dangerous game.

game
(fiil) kumar oynamak
game
{i} şaka
game
savaş

Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır. - This game has you battle against hordes of evil stoats.

game
gözü pek
game
yüreklilik
game
gözüpek
game
istekli

Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler. - They are eager to win the next game.

game
dolap
game
harekete hazır
game
(isim) oyun, maç, eğlenme, şaka, dolap, meslek, av hayvanı, av eti
game
{i} av hayvanı, av
game
{s} yiğit, cesur
English - English
game
sport played in a lesson at school

    Hyphenation

    sport played in a les·son at school

    Turkish pronunciation

    spôrt pleyd în ı lesın ät skul

    Pronunciation

    /ˈspôrt ˈplād ən ə ˈlesən ˈat ˈsko͞ol/ /ˈspɔːrt ˈpleɪd ɪn ə ˈlɛsən ˈæt ˈskuːl/
Favorites