Dr Beyaz bizim tercümanımız olarak görev yapmıştır.
 - Dr. White acted as our interpreter.
Ben bir simültane tercüman olarak görev yaptım.
 - I acted as a simultaneous interpreter.
O, onu bir çevirmen olarak işe aldı.
 - She hired him as an interpreter.
Bir çevirmenin yardımı olmadan konuştuk.
 - We talked without the aid of an interpreter.
Çoğunluğu değilsede, çok sayıda profesyonel çevirmen sadece kendi ana dillerine çeviri yapmaktadırlar.
 - Many, if not most, professional translators only translate into their native language.
Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
 - Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
İtalyanlara göre tercümanlar hain.
 - According to the Italians, translators are traitors.
İyi bir tercüman olmak için, sanırım Tom yeteneklerini biraz daha geliştirmeli.
 - To be a good translator, I think Tom needs to hone his skills a bit more.