Biz parayı üçümüz arasında eşit olarak paylaştık.
 - We shared the money evenly among the three of us.
Hesabı eşit olarak bölüşürler.
 - They split the bill evenly.
Sabahleyin bir koşuşturmadan kaçınmak için bugün biraz geç saatlere kadar çalışacağım.
 - Today I'm working a little late so as to avoid a rush in the morning.
O, zamanında varmak için koştu.
 - He ran, so as to arrive on time.
He looked at her evenly.