slow in action; sluggish; unready; awkward

listen to the pronunciation of slow in action; sluggish; unready; awkward
English - Turkish

Definition of slow in action; sluggish; unready; awkward in English Turkish dictionary

dull
{s} sıkıcı

Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı. - Frankly speaking, his speeches are always dull.

Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur. - This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.

dull
{s} kör, kesmez (bıçak, makas v.b.)
dull
{s} donuk, sönük (renk)
dull
anlamaz
dull
ölü
dull
güç öğrenen
dull
yavan
dull
duygusuzlaştırmak
dull
körleşmek
dull
(renk/hava/vb.) sönük
dull
sönükleştirmek
dull
yavaş düşünen
dull
boğuk
dull
donuklaşmak
dull
{s} duygusuz
dull
{f} sersemletmek
dull
kafası işlemez
dull
{s} fersiz
dull
{f} duygularını köreltmek
dull
{f} uyuşturmak
English - English
dull
slow in action; sluggish; unready; awkward
Favorites