simultaneously.

listen to the pronunciation of simultaneously.
English - Turkish

Definition of simultaneously. in English Turkish dictionary

at the same time
aynı zamanda

Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum. - I like him, but at the same time I don't really trust him.

Tom her gece aynı zamanda yatmaya gider. - Tom goes to bed at the same time every night.

at the same time
bununla birlikte
at the same time
bununla beraber
at the same time
aynı anda

Tom ve Mary her ikisi de aynı anda konuşmaya başladı. - Tom and Mary both started talking at the same time.

Onlar aynı anda Paris'e vardılar. - They arrived in Paris at the same time.

simultaneously
eş zamanlı
simultaneously
eşzamanlı bir şekilde
simultaneously
aynı anda

Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum. - I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world.

Tom ve Mary aynı anda cevapladı. - Tom and Mary answered simultaneously.

simultaneously
aynı zamanda

O bir bilim adamı ve aynı zamanda bir müzisyen. - He is a scholar and a musician simultaneously.

simultaneously
birlikte
simultaneously
hep beraber
Simultaneously
simültane
at one time
bir zamanlar

Bir zamanlar burada bir köprü vardı. - At one time, there was a bridge here.

Bir zamanlar Amerika'da birçok köle vardı. - At one time there were many slaves in America.

simultaneously
es zamanlı
at the same time
yine de
simultaneously
(zarf) aynı anda
simultaneously.

    Hyphenation

    si·mul·ta·ne·ous·ly

    Videos

    ... And it's amazing because they're so simultaneously ...
    ... that live on more than one continent simultaneously. ...
Favorites