tohumcu

listen to the pronunciation of tohumcu
Turkish - English
seedsman, sower
seedsman; raiser or seller of seed
seedsman
tohum
seed

Poppy seed muffins are her favorites, but there are days when she must settle for blueberry. - Haşhaş tohumlu çörekler onun gözdesidir, ama onun yaban mersinine razı olmak zorunda olduğu günler vardır.

Fruits have seeds in them. - Meyvelerin içlerinde tohumları vardır.

tohum
semen
tohum
lineage
tohum
(Gıda) pit
tohum
(Gıda) feed

Feed chickens with seeds. - Tavukları tohumla besle.

tohum
(Tıp) semens
tohum
bean
tohum
germinal
tohum
ova
tohum
grain

Farmers sow grain seeds in spring. - Çiftçiler, tahıl tohumlarını ilkbaharda ekerler.

tohum
(a) seed
tohum
seed; lineage, family; semen, sperm
tohum
(baklagiller) legume
tohum
ovum
tohum
germ

Charlemagne is said to have sown the seeds of both Germany and France. - Charlemagne'ın hem Almanya hem de Fransa'nın tohumlarını attığı söylenir.

tohum
spermo
tohum
seminal
tohum
biol. fertilized egg
tohum
stock, family
tohum
sporo
tohum
spermato
Turkish - Turkish
Tohum yetiştiren veya satan kimse
Tohum
ekecek
Tohum
bider
tohum
Soy sop, döl, nesil, sülale
tohum
Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey: "Ruhuna ve hafızasına serpilen bu tohumlar onda zamanla çiçeklerini açar ve meyvelerini verir."- A. Ş. Hisar
tohum
Bitkilerde döllenme sonunda yumurtacıktan oluşan ve yeni bir bitki oluşmasını sağlayan tane
tohum
Ortaya bir sonuç çıkaran, bir sonucun oluşmasına sebep olan şey
tohum
Spermatozoit
tohumcu
Favorites