sickness; disease; pestilence; death

listen to the pronunciation of sickness; disease; pestilence; death
English - Turkish

Definition of sickness; disease; pestilence; death in English Turkish dictionary

qualm
endişe

Tom'un böylesine büyük bir izleyicinin önünde konuşma hakkında hiç endişesi yoktu. - Tom had no qualms at all about speaking in front of such a large audience.

qualm
kaygı
qualm
kuruntu
qualm
kuşku
qualm
{i} mide bulantısı
qualm
qualms of con science vicdan azabı
qualm
ansızın gelen gönül bulantısı
qualm
{i} huzursuzluk
qualm
bulunç ezinci
qualm
{i} vicdan rahatsızlığı
qualm
{i} vicdan azabı

Tom'un düşündüğünü herkese söylemekten hiçbir vicdan azabı çekmiyordu. - Tom had no qualms about telling everybody what he thought.

Tom'un diğer insanların yiyeceğini çalmakla ilgili vicdan azabı yok. - Tom has no qualms about stealing other people's food.

qualm
{i} bulantı
English - English
qualm