Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
 - Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
Ölüm hayatın tamamlayıcı bir parçasıdır.
 - Death is an integral part of life.
Onun bazı kısımları üzerinde anlaşamadı.
 - They could not agree on some parts of it.
Teklifin diğer kısımlarını tartıştılar.
 - They debated other parts of the proposal.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
 - Both parties opposed war.
Parti Mac tarafından organize edildi.
 - The party was organized by Mac.
Üzgünüm. Ben bunun için kısmen sorumluyum.
 - I'm sorry. I'm partly responsible for it.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
 - I partly agree with you.
Yarın partiye gelecekmisin?
 - Will you come to the party tomorrow?
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
 - I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
 - I plan on doing my part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
 - I try to do my part to help the community.
Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
 - The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
 - Who was at the party beside Jack and Mary?
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
 - These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
 - After ten years as business partners, they decided to part ways.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
 - I have no idea why you want to part with that.
O, evinden ayrılmak istemedi.
 - He didn't want to part with his house.