sığdır

listen to the pronunciation of sığdır
Turkish - English
(Bilgisayar) fit

How did you fit a briefcase into your pocket?! the woman asked, stunned. - Şaşırmış bir şekilde Nasıl olur da cebinin içine çantayı sığdırdın?! diye sordu kadın.

Tom was able to fit everything he owned into one suitcase. - Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.

(Bilgisayar) fit to
sığ
shallow

Tom went splashing through the shallows. - Tom sığ yerlerde su sıçratmaya gitti.

After killing Tom, Mary buried him in a shallow grave. - Tom'u öldürdükten sonra, Mary onu sığ bir mezara gömdü.

sığ
superficial

You're just so superficial and shallow. - Sen sadece çok yüzeysel ve sığsın.

Sığ
ity
metni otomatik sığdır
(Bilgisayar) autofit text
metni sığdır
(Bilgisayar) fit text
sığ
fordable
sığ
shoaly
Turkish - Turkish

Definition of sığdır in Turkish Turkish dictionary

sığ
Derinliği az
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan (göl, deniz, akarsu vb.): "Mercan adaları sığ bir kayalığın etrafını alırlar."- S. F. Abasıyanık
sığ
Derinliği az, dibi yüzeyine yakın olan
sığ
Dibi yüzeyinden veya ağzından yakın olan
sığ
Ayrıntıya inmeyen, yeterli olmayan, yüzeyde kalan
sığdır
Favorites