really, truly, actually, in truth

listen to the pronunciation of really, truly, actually, in truth
English - Turkish

Definition of really, truly, actually, in truth in English Turkish dictionary

honestly
valla
honestly
vallahi
honestly
hilesizce
honestly
açık alınla
honestly
doğruyu söylemek gerekirse

Son zamanlarda o öğrenci sınıf disiplinini bozuyor. Doğruyu söylemek gerekirse bu benim canımı sıkmaya başladı. - Lately that student has been disruptive in class. Honestly it's beginning to worry me.

honestly
aslında

Dürüst olmak gerekirse bu aslında iyi ücretli bir iş değil. - Honestly, this is not a really well-paying job.

Dünyanın İncilin söylediğinden çok daha yaşlı olduğunu düşünüyorum fakat aslında etrafa baktığımda o çok daha genç görünüyor! - I think the world is much older than the Bible tells us, but honestly, when I look around — it looks much younger!

honestly
dürüstçe

Dürüstçe yanıtlamalısın. - You must answer honestly.

Bana dürüstçe Tom'u bir daha asla görmek istemediğini mi söylüyorsun? - Are you honestly telling me you never want to see Tom again?

honestly
gerçekten

Tom'un hiç Fransızca bilmediğini gerçekten bilmiyordum. - I honestly didn't know that Tom didn't know any French.

Tom'un burada olacağını gerçekten bilmiyordum. - I honestly didn't know Tom would be here.

honestly
mertçe
honestly
gerçekten/dürüstçe
honestly
dürüst olarak

Dürüst olarak, onun ben olmadığını söyleyebilirim. - I can honestly say it wasn't me.

Bunu yapabileceğimizi dürüst olarak düşünebiliyor musun? - Do you honestly think we can do this?

honestly
doğrusu

Doğrusu, seni gerçekten seviyorum. - Honestly, I really like you.

Doğrusu, endişelenecek bir şey yok. - Honestly, there's nothing to worry about.

honestly
sahiden

Tom'un gerçeği söylediğine sahiden inanıyor musun? - Do you honestly believe Tom is telling the truth?

English - English
honestly
really, truly, actually, in truth
Favorites