Halka açık yerleri temiz tutalım.
- Let's keep public places clean.
Tom halkın huzurunda asla şarkı söylemez.
- Tom never sings in public.
Bu binada bir umumi tuvalet var mı?
- Is there a public toilet in this building?
Almanya'da her şey için ödeme yapmak zorundasın, umumi tuvaleti kullanmak için bile.
- In Germany, you have to pay for everything, even to to use a public bathroom.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
- Couples don't usually hold hands in public here.
Belediye başkanı genele hitap etti.
- The mayor addressed the general public.
İşçiler hoşça vakit geçirebilecekleri bir barda toplanmak istiyor.
- The workers like to gather in a pub where they can let their hair down.
Bu civardaki barlara ve birahanelere sürekli takılır.
- He's a regular at the bars and pubs around here.
Çevrimiçi yaptığın bir şeyin aleni olduğunu varsaymalısın.
- You should assume that anything you do online is public.
Mary'nin dün gece meyhanede söylediği şarkıyı Tom yazdı.
- Tom wrote the song that Mary sang last night at the pub.
İngiliz, Belçikalı ve Hollandalı bir meyhaneye girer ve tezgahta otururlar. Barmen söyler, Bir dakika bekleyin, bu bir şaka mı ne?
- An Englishman, a Belgian and a Dutchman enter a pub and sit down at the counter. Says the barkeeper, Wait a minute, is this a joke or what?
Bir veri yapısının tüm bileşenleri varsayılan olarak herkese açıktır.
- All the elements of a data structure are public by default.
Bir hayran sayfası her zaman herkese açıktır.
- A fan page is always public.
Neden dilinizi halk içinde konuşmaktan hoşlanmıyorsunuz?
- Why don't you like to speak in your language in public?
Çiftler burada halk içinde genellikle el ele tutuşmazlar.
- Couples don't usually hold hands in public here.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
- One won’t hear much music in that pub.
Tom birahaneye yürüdü ve bir bardak bira ısmarladı.
- Tom walked into the pub and ordered a pint of beer.
Tom bazen kamusal alanda burnunu karıştırır.
- Tom sometimes picks his nose in public.
Avrupa'da kamusal alanın yokluğu gitgide daha fazla hissediliyor.
- The lack of a public sphere in Europe is being felt more and more keenly.
Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
- The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
Şarkıcı ve aktris Selena Gomez mesleğine yedi yaşındayken çocukların ulusal televizyon gösterisi Barney and Friends'te başladı.
- Singer and actress Selena Gomez started her career at age seven on the children's public television show Barney and Friends.
Gerçekler uzun yıllar boyunca açıklanmadı.
- The facts did not become public for many years.
Onu açıklamak için sana meydan okuyorum.
- I defy you to make it public.
Lütfen halka açık yerlerde sigara içmekten imtina edin.
- Please refrain from smoking in public places.
Bu bahçe halka açıktır.
- This garden is open to the public.
Her yerde insanlar dünya barışına adanmış kamu liderleri için özlem duyuyorlar.
- People everywhere yearn for public leaders dedicated to world peace.
Bush and Blair stand condemned by their own publics and face imminent political extinction.
They didn't oppose the project just because they feared public opinion.
- They did not oppose the project just because they feared public opinion.
He is used to speaking in public.
- He's used to speaking in public.
... I think our job as journalists is to help inform the public, ...
... drill, when you want to produce, when it's most profitable for you. These are public ...