Tom Mary'yi açık açık yalan söylemekle suçladı.
 - Tom accused Mary of lying through her teeth.
Jack asla yalan söylemediğini söyledi fakat yalan söylüyordu.
 - Jack said he had never told a lie, but he was lying.
Bütün gün yatakta yatmaktan usandım.
 - I got tired of lying in bed all day.
Tom sokakta yatan bir ayyaşı fark etti.
 - Tom noticed a drunkard lying in the street.
Otun üstünde yatan köpek benimdir.
 - The dog lying on the grass is mine.
Uzanmadığını biliyorum.
 - I know you're not lying.
Kyoko, çimde uzanmaktadır.
 - Kyoko is lying on the grass.