Someone made a threat to kill that politician.
- Birisi o politikacıyı öldürmekle tehdit etti.
That politician is well versed in internal and external conditions.
- O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
Honesty is never the best policy.
- Dürüstlük asla en iyi politika değildir.
He had decided on a new policy.
- O, yeni bir politika izlemeye karar verdi.
We would often sit up all night discussing politics.
- Biz çoğunlukla politika tartışarak bütün gece otururduk.
After the war, Ford entered politics.
- Savaştan sonra, Ford politikaya girdi.