O şarkıcının berbat bir sesi var.
- That singer has an awful voice.
Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Çok kötü görünüyorsun. Ne oldu?
- You look awful. What happened?
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Onun konuşması müthiş sıkıcıydı.
- His speech got awfully boring.