God save this state and this honorable court.
- Allah bu devleti ve bu onurlu mahkemeyi korusun.
In our society, there are both honorable people and swindlers.
- Bizim toplumumuzda, hem onurlu insanlar hem de dolandırıcılar vardır.
You must avoid misbehaving in order to be a honourable person.
- Onurlu bir insan olmak için edepsizlik etmekten kaçınmalısın.
Tom looks very dignified.
- Tom çok onurlu görünüyor.
You're so much more dignified than I am.
- Sen benden çok daha onurluyorsun.
I know Tom was truly honored.
- Tom'un çok onurlu olduğunu biliyorum.
I'm very happy and honored to know you.
- Seni tanımaktan çok mutlu ve onurluyum.
You must choose between honor and death.
- Onur ve ölüm arasında bir seçim yapmalısın.
There is honor among thieves.
- Hırsızlar arasında onur vardır.
To what do I owe the unexpected honour of finding you here in my house?
- Sizi evimde burada bulmanın beklenmedik onurunu neye borçluyum?
You must avoid misbehaving in order to be a honourable person.
- Onurlu bir insan olmak için edepsizlik etmekten kaçınmalısın.
The prisoner of war bore himself with great dignity.
- Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı.
This is the word to regain our dignity.
- Bu, onurumuzu tekrar kazanmak için kelimedir.