Sonunda, Birinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.
- Finally, World War One was officially over.
Kendisini resmen aday olarak ilan etti.
- He officially announced himself as a candidate.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Ulusal Brukenthal Müzesi Romanya'da resmi olarak açılan ilk müzedir.
- The national Brukenthal Museum is the first museum that opened officially in Romania.
Sorumlu memur içeri girmeme izin verdi.
- The official in charge let me in.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Tayca, Tayland'ın resmi dilidir.
- Thai is the official language in Thailand.
O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi.
- He was elected an official by the inhabitants of this town.
Çinli yetkililer ekonomik büyümenin dünya ekonomisinden dolayı üç yıl içinde en düşük seviyesine düştüğünü söylüyor.
- Chinese officials say economic growth has dropped to a three-year low because of the world economy.
Müze görevlilerine göre ETA gelecekte müzeye zarar vermeyecek.
- Museum officials think that ETA will not harm the museum in the future.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
offical support for disabled students in METU.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
Devlet başkanına yalnızca yüksek memurlar ulaşabiliyordu.
- Only high officials had access to the President.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... philip is officially ...