Kendisini resmen aday olarak ilan etti.
- He officially announced himself as a candidate.
Savaş resmen sona erdi.
- The war was officially over.
Avustralya'ya seyahatim resmi olarak rezerve edildi.
- My trip to Australia is officially booked.
Ulusal Brukenthal Müzesi Romanya'da resmi olarak açılan ilk müzedir.
- The national Brukenthal Museum is the first museum that opened officially in Romania.
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
- The official informed Bob that his request for a parking permit had been rejected.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Resmî evrakları imzalayamadı.
- He could not sign official papers.
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
- Thai is the official language of Thailand.
O, bu kasabanın sakinleri tarafından bir yetkili seçildi.
- He was elected an official by the inhabitants of this town.
Yetkililerin yasağı kaldırmasını rica etti.
- He asked the officials to lift the ban.
Bir gümrük görevlisi, bavulumu açmamı istedi.
- A customs official asked me to open my suitcase.
Tom bir kamu görevlisidir.
- Tom is a public official.
offical support for disabled students in METU.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Bu devlet memurları rüşvetçidir.
- These government officials are corrupt.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... philip is officially ...