Kendisini resmen aday olarak ilan etti.
- He officially announced himself as a candidate.
Savaş resmen sona erdi.
- The war was officially over.
Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
- Tom hasn't been officially charged.
Resmi olarak tatildeyim.
- I'm officially on vacation.
Bazı memurlara rüşvet verilmiş olabilir.
- Some officials may have been corrupted.
Gümrük memurları kutuları inceledi.
- The customs officials examined the boxes.
Onun resmî iş görevleri nelerdir?
- What are his official job duties?
Tayca Tayland'ın resmî dilidir.
- Thai is the official language of Thailand.
Kanadalı yetkililer, her insanın malzemelerini tarttı.
- Canadian officials weighed the supplies of each man.
Birçok üst düzey yetkili toplantıya katıldı.
- Many high-level officials attended the meeting.
Gümrük görevlileri Tom'u tepeden tırnağa aradılar.
- Customs officials carried out a full body search on Tom.
Tom bir kamu görevlisidir.
- Tom is a public official.
offical support for disabled students in METU.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
Gümrük memurları bütün gemiyi araştırdılar.
- The customs officials searched the whole ship.
Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.
- The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials.
Devlet memurları bütün fabrikaları denetlediler.
- Government officials inspected all factories.
an official drug or preparation.
an official statement or report.
official duties.
... philip is officially ...