It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
What should I do until then?
- O zamana kadar ne yapmalıyım?
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
We will move into our new house next month if it is completed by then.
- O zamana kadar tamamlanırsa gelecek ay yeni evimize taşınacağız.
I found all the shops closed by that time.
- O zamana kadar bütün dükkanları kapalı buldum.
They had been married for ten years by that time.
- Onlar o zamana kadar on yıl evliler.
The food supplies will not hold out till then.
- Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.
We'll just have to wait till then.
- Sadece o zamana kadar beklemek zorunda kalacağız.