I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
Tom claimed that he was working at the time.
- Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
I'll be six feet under by then.
- O zamana nalları dikmiş olurum.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?