o nun

listen to the pronunciation of o nun
Turkish - Turkish

Definition of o nun in Turkish Turkish dictionary

onun
O zamirinin tamlayan durumu eki almış biçimi
Turkish - English
he s
onun
his

This is John and that is his brother. - Bu John'dur ve o da onun biraderidir.

His daughter is eager to go with him anywhere. - Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

onun
her

Her hands were as cold as ice. - Onun elleri buz kadar soğuktu.

I find her appearance attractive. - Onun görünümünü çekici bulurum.

onun
its

No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself. - Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.

The eye of a hurricane is its center. - Bir kasırganın gözü onun merkezidir.

onun
hers

We compared his work with hers. - Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.

Tom told Mary that he didn't think it was a good idea for her to go jogging in the park by herself. - Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.

onun
thereof
onun
his; her; its
o nun
Favorites