Mary, Tom'un gelincikler için tutkusu hakkında doğal olmayan bir şey olduğundan şüphe ediyor.
 - Mary suspects that there is something unnatural about Tom's passion for stoats.
Bunlar şimdiye kadar gördüğüm en mavi yaban mersinidir. Onlar neredeyse doğal olmayan mavidir.
 - These are the bluest blueberries I have ever seen. They're almost unnaturally blue.
Onu çok yapmacık buldum.
 - I found that very unnatural.