Döner kavşağın amacı trafiği yavaşlatmaktır.
 - The purpose of a roundabout is to slow down traffic.
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
 - Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Lütfen daha yavaş konuşun.
 - Speak slower, please.
Bu günlerde iş çok kesat.
 - Business is so slow these days.
İşler gerçekten kesatlaştı.
 - Business has really slowed down.
Tom golf sever ama Mary onun yavaş ve sıkıcı olduğunu düşünüyor.
 - Tom likes golf, but Mary thinks it's slow and boring.
Oyun yavaş ve sıkıcıydı.
 - The game was slow, and it was also boring.
Kol saatim geri kalmış olmalı.
 - My watch must be slow.
Lütfen saati ayarlar mısınız. Geri kalmış.
 - Will you please adjust the clock? It's slow.
Yavaşlamamız gerekmiyor mu?
 - Shouldn't we slow down?
Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.
 - Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home.
Bu hafta zaman çok yavaş geçti.
 - Time passed very slowly this week.
Çocukluk çağında, zaman yavaş olarak geçer.
 - In childhood, time passes slowly.
Sebebi saatimin beş dakika geri kalmasıydı.
 - That was because my watch was five minutes slow.
Saatim beş dakika geri kalmış.
 - My watch is five minutes slow.
I'm just sitting here with a desk of cards, enjoying a slow afternoon.