near the end of a period of time

listen to the pronunciation of near the end of a period of time
English - Turkish

Definition of near the end of a period of time in English Turkish dictionary

late
{s} gecikmiş

Üzgünüm, muhtemelen yaklaşık 20 dakika gecikmiş olacağım. - Sorry, I'm probably going to be about 20 minutes late.

Alışılageldiği üzere gecikmişti. - He was late as usual.

late
{s} geç kalan

Geç kalanlar için bir ceza düşünülüyor mu? - Is a punishment for latecomers being considered?

Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı. - The number of students who were late for school was much smaller than I had expected.

late
Hiç olmamaktansa varsın geç olsun
late
{s} son zamanlarda olan
late
late in the day günün nihayetine doğru
late
ölen
late
ölmüş
late
müteveffa
late
{s} son

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman? - Did the error occur right from the start or later on? - When?

Ağustos ayı sonlarında İtilâf Devletleri, Paris'i ele geçirdi. - In late August, the Allied forces captured Paris.

late
geç ol

Derhal başlayalım; zaten geç oldu. - Let's start at once; it's already late.

Geç olmuştu, bu yüzden eve gittim. - It was late, so I went home.

late
muayyen zamandan sonra
late
ölü

Tom, Mary'nin ölümünü o sabah daha sonra öğrendi. - Tom learned about Mary's death later that morning.

Dr. Sadık o ölüme neyin neden olduğu hakkında hiçbir fikri olmadığını daha sonra itiraf etti. - Dr. Sadiq admitted later he had no idea what caused that death.

late
sonuna doğru
late
sonlarında

Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur. - The research institute was established in the late 1960s.

Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi. - Japan's army took control of the government in Tokyo in late 1931.

late
rahmetli

Rahmetli kocası kemancıydı. - Her late husband was a violinist.

Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı. - Maria's late husband was a violinist.

near the end
sonuna yakın
late
early and late erken veya geç demez
late
vakti saatisooner or later ergeç
late
geç kalınmış
late
{s} sabık, eski
English - English
late
near the end of a period of time

    Hyphenation

    near the end of a pe·ri·od of time

    Turkish pronunciation

    nîr dhi end ıv ı pîriıd ıv taym

    Pronunciation

    /ˈnər ᴛʜē ˈend əv ə ˈpərēəd əv ˈtīm/ /ˈnɪr ðiː ˈɛnd əv ə ˈpɪriːəd əv ˈtaɪm/
Favorites